21.04.2011
~OkYay Chanel
Can dostum güzel bi insan tarafından yapılmıştı bu albüm kapağı vakti zamanında. Çağıl Özaydın products yazmasına rağmen emekçi kahramanım adını albüme iliştirmemiş, o kendini nasılsa biliyor, o nasılsa bu blog u okuyor. Onu çok seviyorum. Her neyse...
Onu mu yoksa bunu mu diye soruların yöneltildiği bir "vakit geçirgeç"le geceyi sabaha bağlamaya çalıştığımız bir zamandı, tam tarih hatırlayamıyorum. Çok mutlu olduğum zamanlardı o zamanlar. Bana yöneltilen "onu mu bunu mu ..." sorusunun kahramanları yukarıdaki iki bayandı. Canseveri seçtim. Ve albüm kapağım hazırlandı. O gece aslında neler neler seçmiştim, neleri neleri yapabileceğimi iddia etmiştim. Sadece ben değil, oradaki herkes birşeyle birşeyin arasından birini seçmişti bir çok alanda. Bu zaman geçirgeç sayesinde oradaki neredeyse her kişinin tercihlerini, zevklerini yakından izleme, öğrenme ve de kimisinin zevklerine algılarına baya şaşırma fırsatı bulmuştum. Velhasıl nedense akıllarda bu kıyaslama kalmış, tam olarak neden Canseveri seçtiğimle ilgili yapmış olduğum açıklama bunun sebebi olabilir tabii, emin değilim. Aslında çok çok anonim, tanınmaz bir şekilde buralara yazılar giren bi adam olsaydım o geceki kıyaslamaları aklımda kalanlarla yazmak isterdim. Ama yazarsam bizzat benden, tanıdığınız bildiğiniz Demirbey'den voaşşırı soğursunuz. Bu biraz da bu akşam bölümde Semih'in bir konuya dair bakış açısıyla açıklanabilir: Şöyle ki, konu çok açık saçık giyinmiş, çok güzel bi kız -ki kendisi arkadaşımızdır- o gün eve nasıl gitmiştir, ağız tadıyla gidebilmiş midir?Zira dolmuşçulardan laf yediğini görenlerimiz olmuş. (Abartmıyorum artistik patinaj gösterilerindeki kadınlar o kızın yanında türbanlı gibi kalırlardı o gün için) Bu soruya Semih'in yorumu ise şuydu : 'Valla dolmuşçu olsam, ben tecavüz ederdim ona daa. Ama şimdi gıda mühendisliği okuyorum, üniversite öğrencisiyim ya ondan o seviyeye inemiyorum.' Açık sözlülüğü için Semih'i alkışladık, sırayla sarıldık, hoşgeldin Semih dedik grupça. İşte ben de o akşamki muhabbetlerin o akşamki grup içinde kalmasını herkesin yararına görüyorum, çünkü çok eli yüzü düzgün çok temiz görünümlü çocuklarız ilk bakışta.
Son bir hafta içinde önce Cansever'i Flash Tv de gördüm, ardından Elvan ile ilgili alt yazıyı bugün Ntvspor'da gördüm. İkisi de iyiydi, ikisi de mutluydu. Elvan Dünya şampiyonasına katılmıyormuş, onu beyan etmiş. Zira kendisi hamileymiş, anne olacakmış. Ben evde play station oynayadurayım Elvan seks yapıyormuş. Umarım sağlıklı bir evladı olur. Kendisi vakti zamanında seçimim olmadığı için o kadar etkilenmedim çocuk bekliyor oluşundan, bunu da belirteyim.
Cansever'e geleyim. Seçimime, kıymetlime geleyim. Bu hafta içi bir gün,sanırım salı sabahı saat 10'da Emin aradı. Henüz yatalı 3-4 saat olduğundan haliyle uykumu tam alabilmiş değildim. Sersem sepelek açtım telefonu, "Flash'ı aç la, Flash'ta seninki!" diyip durdu. Bu ara o kadar çok 'Seninki' diye adlandırılan insan var ki. Bana yazan kızlar, pedofilisever ex yarim, benim yazdığım kızlar, arkadaşlarımın bana uygun gördükleri kızlar, benim aşık olduğum kız... "Hangi benimki?" diye sordum haliyle. Emin, Flash'ı açınca göreceğimi, uzatmamamı söyledi. Nevresimimi kaldırmamla sabah soğuğunu iliğime kemiğime yedim, kumandayı yataktan yere atmışım kırk saat onu aradım buldum ve önce televizyonu sonra Flash Tv'yi açtım 'Benimki'ne ulaştım. Benimki Cansever'miş. Emin'in Cansever'i görünce edindiği heyecan bana sirayet etmedi maalesef, sanırım unutmuştum. Programı izlemeye devam ettim yine de. Önümüzdeki yayın dönemi içinde bi dizide oynayacakmış, bir sürü konser verecekmiş, bir de albüm çıkaracakmış. Her benden elini çeken gibi Cansever de almış başını yürümüştü. Reklama gireceklerini söyledi sunucu sonra. Televizyonu kapatmak için kumandayı aradım buldum, ben bulana kadar sunucu bir cümleye başlamış bulundu. O başladığı cümlesinde Cansever'in çok ünlü bir türkücüden evlenme teklifi aldığını, bu ünlü türkücünün kim olduğu ve Cansever'in cevabının ne olduğunu reklamdan sonra öğrenebileceğimi belirtti. Cansever de yeh yeh diye gülüyordu utanarak. Sikerim diyip kapadım televizyonu. Emin'in sabahın 10'unda neden Flash TV izlediğini merak ettiğim için yarım kalan uykuma da dönemedim. Düşündüm durdum yatakta.
Benden elini çeken ihya oluyor.
Benden elini çeken seksten sekse koşuyordu.
Ben benden elimi çekemiyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
söyle güzelim dinliyorum?