Neyine söz?
-Neyine ?
--Osasuna!
Yeterince iste,fazla değil.Bir şeyi kırk defa söylersen olmaz!
Boku çıkar.
‘Yeter ademoğlu iki rekat sus da kafa dinleyelim!’ derler adama.Bir şeyi çok istemeyeceksin o yüzden.Hep fazlası zarar olmuştu,değişmez bundan kellay.
Geride mi kaldı yine gözün.Basit düşün.Hayatta ilk gördüğün şey ananın amı.Şimdi görsen.
Biliyorum olmaz.Zaten ben de gör demiyorum.Bu yüzden mi bakışların yerde yürüyorsun yıllar yılı?Utanıyor musun doğduğuna?Gördüğünle değil görmekte olduğunla yürü biraz bakalım.
Hatta bakmayalım,bu biraz ucu açık ‘should’ cümlesi gibi oldu. Ben sana ‘must’ öneriyorum:
Gördüğünü siktirtme bana görmekte olduğunla yürü yoksa kırarım kafatasını!
Kafada sini!
Kafanda sini varmışçasına dik yürü.Omuzlar geride,göğüs çıkık,bakışlar ileriye doğru.İçinde bulunduğun vaziyetin imkan ve şeraitlerini düşünme bir kez olsun.Muhtaç olduğun kudret damarlarında akan kırmızı renkli sıvıda mevcut.
-Emre Güçdemir???
-Mevcut!
Kısa bir de öneri:Ömrü hayatında sessiz sakin adam olamadın.Yanına sokularak seni tanıyan kimileri ise sessiz oğlu sessiz dediler sana.
Sessiz Oğlu Sessiz İmparatonerliği!
Şu an içinden nasıl olmak geliyorsa öyle ol.Görüyorum konuşasın yok.Konuşma yemiyle ısrarla beslenmesine,yanına çift veya ayna alınmasına rağmen konuşmayan gerizekalı muhabbet kuşlarına mı özendin.O halde “Yıldızın parlasın!Sahne senin”
Rol değil demek!
Rol değil demek geçmişte yapılan ya da gelecekte yapılacak olan bir davranış silsilesinin rol olmadığı,gerçek olduğu anlamına gelir.
Sana sende başarılar yavrum.
Bana yavrum mu dedin?
Biliyorum bunların sonu da kaçış.Dönüş yolu gözetmekten bir oldum,gözüm elf gözü.Kedi misali yakını göremiyorum bu sefer de.
Hanım yakın lensimi getir.
Yakındaki lens değil yakını gösteren lens.
Bravo artık yakını görebiliyorsun.
Ve sanırım çok güzel birşey dikkatini çekti.Olmaz gözükür ama denemeye değer ha?
Deneme bir ki
Deneme bir ki
-Houston we have a problem
-Hallolacağına eminim Demir,bir idare et bakalım.
Hallo und çüs!