Kaybolan zaman içerisinde 2011 olmuş lan!!!
Yalçın Çakır yapar da ben yapamaz mıyım?
edit: yeni eski ayırt etmeyin lan yılları,güceniyorum!
Kaybolan zaman içerisinde 2011 olmuş lan!!!
Yalçın Çakır yapar da ben yapamaz mıyım?
edit: yeni eski ayırt etmeyin lan yılları,güceniyorum!
Nasıl bir beni hayal ediyorsun merak ediyorum şuğanda. Şuğan çok güzel bi yer; yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve kombili geçiyor. Şuğandan adam çıkmaz diye bi laf varmış; bakıyorum, günden güne tanıyorum insanları ve diyebilirim ki: Külliyen yalan. Şuğanlıların hepsini facebook ta kardeş listeme ekleyesim geldi, liseliye döndüm anında. Yeminim olsun bir Şuğan'lı foto paylaşsa herhangi bir sanal platformda hemen ilk yorumcusu ben olurum, içten içe ona yanık olan aşığından bile hızlı davranır yaparım ilk comment'i " ♥ ♥ ♥ ♥ çk gzell çIkmşŞın cnımmmm ♥♥♥♥" diye. Neyse yeter bu kadar övgü.
Cidden nasıl bir eş hayal ediyorsun? Belki şu anda öpüştüğün adamla evlilik hayali kuruyorsundur. Ama bana düşeceksin bilmiyorsun, okursun bu yazıyı 30 lu-40 lı yaşlarımızın sonunda bir gün kahvemizi içerken, o adam aklına gelir. Garip bunlar, azıcık kıskanırım sen öyle boşluğa dalıp eski yiyişmelerini anımsayınca. Üzülürüm ama olsun, o an elin elimde nasılsa.
Nasıl güzel eller, nasıl güzel gözler istiyorsun. Nasıl bir boy pos değil mi? Benim bu notu kaleme aldığım günlerde ülkemizde Nejat İşler,Kenan İmirzalıoğlu ve Kıvanç Tatlıtuğ gideri en çok olan artistler. Kız kıza konuşmalarınızda belki de "Of şu kenan gibi bi sevgilim olsa da, uffşşh(tükürüğü çek) günde 10 posta kaysa bana" falan diye edepsizce konuşuyorsunuzdur. Kızmam, ben de aynı şeyleri ilk ve tek celebrity aşkım katy perry için dillendiriyorum kimi mecralarda nadiren. Katy'yi boşver şimdi, ben kısaca diyorum ki 'Ben bir Kenan, bir Kıvanç değilim. Trilyon tane ameliyat geçirsem de olamayacağım' , keşke buna hazırlıyor olsan kendini bugünlerde. Ama Kenan ya da Kıvanç ya da Nejat da ben olamazlar, ben de nev-i şahsıma münhasır güzellikteyim, manen de olsa güzel insan olma sevdasındayım, oluyor gibiyim. Zaten Kıvanç, Nejat, Kenan hepimiz ayrı kulvarlarda ayrı güzellikler taşıyoruz fakat hiçbirimiz bir Alex değiliz.
Görüşme imkanımız olsa 'Hiiiç gerilme, ben istiyorum ki insan gibi yalansız dolansız sevelim sevişelim, bitirelim birer ömrü beraber. Benim senden gram beklentim yok, tek isteğim gözlerinin gülmesine katkıda bulunabilmek. Mümkünse ömrüm yettiği kadar... ' derdim ve zamanı gelince görüşmek üzere ayrılırdım yanından. Suratımı da lojman kapısı buzlu camıyla mozaiklerdim, heyecanını kaybetmezdi ilişkimiz.
Ben burada senle geçireceğim ömrü biraz azaltıyorum: Sigara içiyorum. İyi mi yapıyorum kötü mü bilmiyorum, seninle tanışınca öğrenebileceğim bunun cevabını ancak. Umarım pişman olurum birazdan içeceğim sigara ve seni bulana dek içilecek olan binlerce sigara için.
Biliyorum okur, son zamanlarda bu hıza alışkın değilsin, lakin iyi hissediyorum yazasım var. Sana çeşit çeşit yemek sunuyorum daha ne olsun?
Nasıl da umut veriyordu umarsızca. Gözüyle, sözüyle, dokuna dokuna gülmesiyle. Erkek okurlar bilir ki eğer bir erkek bir erkeğe dokuna dokuna gülüyorsa o gülen homoseksüel eğilimdedir. Bir kadın bir erkeğe dokuna dokuna gülüyorsa o kadın, erkeğe karşı meyillidir (Ya da biz erkekler öyle yanlış bir çıkarımdayız, bilemiyorum).
Fazla albenisi olmayan, üstü başı ortalama kalitede, "Aaa! Demirbey'in de gözleri harikuleyt(ya da ağzı burnu, kulağı, abdominalleri vs)" şeklinde övülebilecek bir özellikten yoksun bir adamım. Eğamonakyiii ne diye gözlerimin içine gülüyordu, niye her kadın gibi beni yoksayarak takılmıyordu da beni farkediyordu, neden benimle ilgileniyordu? Bunlar benim alışık olduğum şeyler değil okur. Çirkinlik ve beraberindeki sempati yoksunluğu nedeniyle yıllardır öyle ilgiye aç,muhtacım ki kalkıp bir MASA bana ilgi gösterse aşık olurum o masaya. Masanın facebook profilindeki fotoğraflara gece gündüz bakar, bir kısmını atarım hafızaya-zira beyin bedava- diğer büyük bir kısmını da komente, layka boğarım. Yakın arkadaşlara gösteririm masayı : "Abi bu fotoda bacakları kalın çıkmış, aslında inceler" der masayı savunurum, olmadı abartır eklerim "Kıymık yok abi bacaklarda,gövdede kıymıııık!! " diye, coşuma erişirim. Övmelere doyamam masayı ve uzuvlarını eşe dosta. İçim kıpır kıpır nasıl açılsam masaya diye düşünürüm bir yandan da.
O da öyle güzel bakıyor, öyle güzel konuşuyordu ki benimle, sürekli kendimi 'Yok lan, kız iyi arkadaş olarak görüyor seni, ondan bu samimi tavırlar' diye durdurmaya çalışmama rağmen duramayıp aşık oldum (masayla ben bir miyim diye alınma bebek, senin için gepetto ustaya zilyon tane masa yaptırırım,masa köpeğin olsun)
Ataerkil toplum oluşumuzdan mı ileri geliyor, yoksa tüm dünyada böyle mi bilmiyorum ama o ilişkiyi başlatacak cümleleri kurma sorumluluğu biz erkeklerin omuzlarında. Bu resimdeki kadın bir günlüğüne bana da çıkma teklif edip beni güzel bir dünya olduğuna inandırabilir mesela,hala birşeylerin değişebileceğine... Neyse efenim hadi geçiştir orayı, yine de ilişki başlasın<--- ömrü hayatımca geçiştirdim o kısmı, dileyene yardımcı olurum özelden
Asıl dert ilişki başladıktan sonra başlıyor. Yaş farkını eş dost kafana taktırır, ilk 1-2 ay çokça film izlenir, kitap okunur bu iki maddeyle kıza hava atılıp kendine bağlamaya çalışılır. Yeni insanlarla tanışmak zorunda kalınır, onu da yeni insanlarla tanıştırarak sıcağı sıcağına intikam yemeğini yersin ayı gibi. Yemek alışkanlıklarını farklıymış gibi gösterirsin yine bu aylarda, misal: ileri safhalarda 'Ben bi simitle doyarım aga' insanı,ilişkinin başında penneler, graten'ler, sikimler, sonikler yemeden yaşayamayacağını gösterir eşine.
Sööööz! Sana yemin sana söööz okuyucum, eğer geniş bir toplum, geniş bir yaşam formu olsak ilişkinin o ilk 1-2 aylık sıkıntı sürecini kadim dostum Emin'den yaşamasını rica ederdim. Emin benim için herşeyi yapar, elinden geliyorsa kırmaz beni yapar o. Birbirimizin anasına avradına küfrediyoruz ultra samimiyiz anlayacağınız. Ama kızı teslim etmeden önce çaktırmadan Emin'in kulağına eğilip "Öpmek-ellemek yok! " der (bakın halen tam anlamıyla geniş olmayı becerememişim), öğrendiği bilgileri not almasını, tanıştığı yeni kişileri fotoğraflayıp-bilgilerini de not almasını rica ederdim.
Aslında o kız da benimle aynı kafada çıkar ve o da kadim bir dostundan o ilk 1-2 ayı yaşamasını rica ederse benim planım patlar. Emin de kendine yeni kız yapmış olur, iyi olur Emin'e. Ben nazlı yarin güzel hatrına o 1-2 ızdırap ayını yaşarken Emin seksten sekse koşar.
Yine aslında diyeceğim: Aslında kızla aynı kafada değil miyiz moruk? Veririz birbirimize CV'lerimizi, evde okuyup geliriz ilk buluşmaya, olar bitar. 'Hmm maket yapmasız duramıyormuş; hmm dağ bisikleti, dağda yürüyüş, yamaş paraşütü ve seyahat hobileriymiş. Kitap okumazsa başına ağrılar giriyormuş ' diye CV'mi okuyup 'Hassssssiktirsin oradan' diyen kız canımdan öte candır, yeri gelir maralımdır, türkü bakışlımdır.
CİDDEN EMİN ELLER MİYDİ LAN?
YOK YOK!EMİN YAPMAZ!!!
Nasıl bir mantığı var?
Anlat bana nazlı yar
Saç,tırnak,boynuz bunlar hepsi keratin
Sen yalnızca saç ve tırnaktan sorumlusun
Eksik olmaz kulağında,boynunda,bileğinde ziynetin
Her şeye tamam lakin keratin tabakanı boyamayı nerenden uyduruyorsun
Nasıl bir mantığı var?
Anlat bana nazlı yar
İnsan kafasından çıkan kılı neden ve ne için boyar?
Loreal,Voila,Schwarzkopf neredeyse her markette var
Kokusu sidik gibi,sarhoş gelip halıya işesem kızarsın
Vur al boyayı kafana tüm saçların kızarsın
Nasıl bir mantığı var?
Anlat bana nazlı yar
Tırnak dediğin anca kazı kazanı kazır
Boya sürmek çok saçma,ana okulu terk misin?
Sol elinle sağ el tırnaklarına süremeyişini görmek içimi acıtıyor
Hepsini geçtim hadi
Ayak tırnaklarını boyamak über saçma bi durum bebişim
Nasıl bir mantığı var?
Anlat bana nazlı yar