12.10.2008

Blue Wagoon ahhah

Metro durdu,kapı açıldı ve jöleli genç adam vagondan indi.Ağır adımlarla kızın ensesi dönük biçimde oturduğu camın önüne kadar gelip durdu.Belli ki özgüven eksikliği vardı.Cama tıklattığında kızın ve metro yolcularının vermeleri olası tepkiler korkutuyordu genç adamı.Metronun ‘Kapılar kapanıyor’ sinyaline dek camın önünde bekledi.Sonra ise sinyalden aldığı kuvvetle ayı gibi avuç içleriyle cama vurmaya başladı.Güzel gibi olan ama aslında çirkin kız,onun yanındaki ondan çirkin olan kız ve bütün metro ahalisi jöleli ve genç ve mal adamın bulunduğu cama çevirdiler kafalarını.Genç adam bir süre seri dil çıkarım ve oynatımlarında bulundu.Ardından hayali memeler avuçlama hareketine geçti.En son hayali bir popoya belini ileri-geri götürmeler yaptı,iyice kendini bitirdi.
Kendini bitiren ve bunu anlayan bir adamın o andan sonra kuracağı cümle Pavorotti ses düzeyinden osuruk ses düzeyine doğru bir alçalmayla sona erer.Ama az önce de belirttiğim gibi adam gençti,bir o kadar da maldı.
Genç adamın metro harekete geçtiği anda kurmaya başladığı ‘Şimdi bak ben seni sevdim,sen de beni sev de öpüşelim’ cümlesi ses düzeyinde bir alçalmaya uğramadan tümüyle Pavorotti tonunda gitmekteydi,lakin metronun yapmış olduğu yüksek ivmeli hızlanan hareket adamın sesini adama bağlı olmaksınız gitgide osuruğa çevirdi.Zaten ‘Olması gereken’ detaylı yoldan da olsa oldu.

Metro genç adamdan kurtulduktan sonra ilgi camdan güzel gibi gözüken ama güzel olmayan kıza döndü.Kız beğenilme ile bir mal tarafından beğenilme arasında kalmış ; yüzü , Monalisa gibi yarı ‘Dokunsan ağlarım’ yarı ‘Hoş geldin yar!Yüreğime…’ halini almıştı.Biri müdahale etmediği takdirde kızın komple akıl sağlığını yitirmesi işten bile değildi.Kızcağızın bu durumdan çıkması için ortak karar verilmiş bir şey olmamasına rağmen tüm vagon yediden yetmişe ağız birliği etmişçesine “Nıç nıç nıç” ladı.Onlarca dil aynı anda damağa yapıştırılıp çekiliyordu müthiş bir ahenkle.Buna rağmen kızın yüz felci tüm hızıyla sürmekteydi. Bense müthiş ahenk ile zavallı kız arasında gidip geliyordum.Sonra ikisi arasında bir seçim yapmam gerektiğini,hangisinin benim için daha önemli olduğunu düşünmem gerektiğini fark ettim.Müthiş ahenk’i bir sınava tabi tutmaya karar verdim,geçerlerse yoluma onlarla devam edecektim.
Vagonumuzun orta yerine doğru “Ayıp ama ya, serseri herif!” diye çemkiri fırlattım.Doğrusu vagon halkı testimi perfect le bitirdi.Benim çemkirimin ardından vagondakiler nıç nıç çektikleri andaki gibi müthiş bir ahenkle “Allah bildiği gibi yapsın”, “Gençlik ne hallerde?”, “Cidden ayıp ama be,terbiyesiz!”gibi klişelerle umduğum reaksiyonları verdiler.
Hemen şapşahane önerimi ahaliye sundum.Bir Voice Male ,bir Stomp,bir Anadolu Ateşi olabileceğimizi,hatta işi sıkı tutarsak TRT3’te sık sık ekrana gelen Türk Sanat Müziği ve Türk Halk Müziği korolarının ekmeklerini kesebileceğimizi belirttim.Müthiş ahenk hep bir ağızdan ‘Yuppiiieeee’ çekti.
Sevinç gösterisini İnönü’nün kapalısı gibi önce çöküp sonra ‘Pınarbaşı burma burma…’ eşliğinde kalkarak yapmasını beklediğim müthiş ahenk bana ‘Hoşça kal TRT3!Merhaba Baby TV’ dedirtti maalesef.
Yine de hepimiz ne için doğduğumuzu öğrendik kısa yolculuğumuz esnasında,kim olduğumuzu öğrendik.Yemişim TRT yi de Baby TV yi de.En olmadı komik olmayan Avrupa Yakası’nı komik göstermek için dizinin her tarafına serpiştirilmiş,hatta saçılmış olan kahkahaları yeniden yorumlarız vagoncanak.Ekmek ekmektir.
Sağol jöleli ve genç ve mal ve ayı adam.

3 yorum:

  1. Bu hikaye gerçek mi ya? puaahha:D

    YanıtlaSil
  2. yine benim yazım işte gerçek de diyemem gerçek değil de diyemem... :)

    YanıtlaSil
  3. oha!nasıl bi metroya denk geldiysen sen artık:Dhadi topluca nıck nıck nıck neyse de topluca yuppeiii ne abi ya ahahhahah

    YanıtlaSil

söyle güzelim dinliyorum?