9.04.2009

Ben İşin Bilgisindeyim Aga!..

       İlk küfrümü ettiğim yıllar işte.Yaş 7-8.Bin emekle Mario'yu finale getirmiş akabinde görüntüyü kaybetmiştim.Adaptör patlamış,sigorta atmış."Mario kere ananı sikeyim senin!" diye Mario'ya sövdüm,yetmedi "Adaptör kere seni icat edenin ..." diye devam ettim.Annem duymuş

          Yaş 7-8 idi.

       Dışarı çıkmaktansa evde,ayak parmaklarıma ya da avucumdaki çizgilere bakmak daha eğlenceliydi o zamanlar.Fakat ne zaman ki ilk küfrümü ettim;küfrüme sebep olan atari annem tarafından derhal yasaklandı,bu durum 'Çocuk evvde mal gibi avucuna,ayağına bakıyor.Çıksın dışarı da iki insanla konuşsun.' düşüncesiyle dışarı çıkarılmamla devam etti.Solucan bölmek hoşuma gider oldu dışarıda da . Yağmur yağdığı zamanlar en keyifli olduğum zamanlar olmuştu.Daha önce doğum günü yazımda da söylemiştim ya :'Ben sevdiğim,istediğim birşeyi elde ettiğim zaman mutluluğum uçup gidiyor.O elde etmeyi istediğim şeyin hayaliyle yanıp tutuştuğum zamanlar ise deli gibi keyif alıyorum hayatımdan.'.O yüzden solucanların dışarıya çıkmasının habercisi yağmur zamanı daha keyifliydi işte.

          Her gün her gün dışarıda kaldığınız takdirde illaki biri yanınıza gelip sizle iletişim kuruyor,öyle ya da böyle.En basitinden "Kime geldiniz la siz?" diyen bir adam görünümlü çocuk takılıyor peşinize.Böyle solucan ameliyatlarım sırasında ben farkında olmadan birçok çocukla tanışmışım.Bir gün bir baktım epey bir çevrem olmuş.-Çok insanın hayatımda olmasından korkarım.O zamanlardan gelen bir huy demek ki.Çok insanın sorumluluğunu sevmem,istemem,korkarım.Ben sabah anneme 'Günaydın!' demeye üşenirken cep telefonu alarmının dürtüşüyle yılın 100 ayrı gününde 100 ayrı kişinin doğum gününü kutlamayı nasıl becereyim?

          Yere bakarak yürümeyi severim,niye birilerine selam vermeyi es geçmeyeyim korkusuyla başım yukarıda yürüyeyim.

           Sokaktaki birkaç haftamın sonunda bir futbol topu aldırdım özentilikten.Birinden özenip aldığım ilk şey o toptu.İkinci ve son şey ise lise 2 de aldığım renkli ekranlı,polifonik cep telefonuydu.Herkes derste oyun oynar,bluetooth la birbirine müzik atario müzikleri derste hocayı sinirlendirmek için gizlice çalardı.Özendim,A1018 imi bırakıp T610'a geçtim.

           Mahallede birçok çocuğun topu vardı ve o gün maç kimin topuyla yapılıyorsa o top sahibi oyun sırasında "Top benim oğlum!" diye söze girip kendince kurallar koyma hakkına sahipti.O zamanın parasıyla hayli yüksek bi meblağa aldığım top mahalle sınırlarına girince milletin topları ortadan kalktı,her maçın top sahibi ben olmaya başladım.Şimdiki aklım olsa o kıymetli topum için "Asfaltta oynanmaz oğlum bunla ki!" der,kendisini halı sahalara saklardım.Ama çocukluk işte,çıkarıp asfalt üzeinde şehvetle tepikledim,tepiklettim meşin yuvarlağı.

             Sonraki günlerde sabah erken,öğlen sıcak,akşam geç vakitler farketmeksizin sürekli kapımız çalınmaya başladı.Solucan kesimi veya top tepimi sırasında tanıştığım ama gözümdeki yerleri 'Merhaba-Merhaba' dan öteye geçmeyen çocuklar zili eskitir oldu.Şimdiye uyarlayıp ruh halimi aklınızda oluşturayım sevgili okurlar(okuuur nasılsın lan?yeminlen yazı bitsin de yorum yap diye sabırsızlanıyorum.Yazı bahane maksat yorum üzerinden sizle laklak)öhürm evet aklınızda oluşturayım sevgili okurlar:

           Şimdi 23 yaşındayım.Birileri kalkıp sürekli beni partilere,barlara,aktivitelere çağırsa;'Vay sensiz olmaz','Vay sen kralsın' deseler ne olur benim ruh halim?

           Evet!Göt kalkımı yaşar.Ben de 8 yaşımda yaşadım işte o göt kalkımını.Benden 2-3 yaş büyüklere küfürlü ünlemlerle seslendim.Yaşıma başıma bakmadan mahalle esnafına ismiyle hitap edip ürünlerine zarar verdim.Cümlelerim emir kipi modunda seyretmeye başladı.Tüm mahalle çocukları bir benim sağlığıma duacı zannettim.

            Öyle değilmiş işin aslı.

             Onlar işin topundalarmış meğer.

             Çok sevdiğim topum,alınışının 4. ayında görkemli bir şekilde dikenli tellere saplanarak oracıkta havasını teslim etti.Ben henüz işin ciddiyetinin farkına varamamış halde :'Halil!Senin hem basket hem futbol mikasanı getirsene,metirsene' diye hala emir yağdırıyordum.Mikasa hiç gelmedi,evlere dağıldık.

            Sonraki günler kapı çalınmaz oldu.Camdan dışarı baktığımda ise oyunun,eğlencenin aksatılmadan devam ettiğine şahit oluyordum.Gerizekalı bir çocuk olduğumdan ancak annemin laflarıyla kendime gelebildim,durumu anlayabildim.

           'Onlar işin topundalarmış yavrum!'

           Belki de o yüzden şimdi meta yerine işin bilgisindeyim ha?Gömlek alacağına;gömleğin tarihçesini anlatsan ya bana.İşte o zaman vecd ile bin secde ederim.

7 yorum:

  1. vakit gecenin bir yarısı. buraya şöyle çok vurucu, pek şahane sözler yazmak, okurlarınla kucaklaşma imkanını sana vermek isterdim ama beynim uyuşuyo an itibariyle. dolayısıyla burda kesiyorum sözlerimi. ama anneler herşeyi bilir dostum onlar işin topundaymış gerçektende. ne demiş bir büyüğümüz "hatta bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler." seninki de o hesap işte. topun varsa güçlüsün ve istediğini elde edersin. evet. saçmalamalarımı burda sonlandırır gelecek nesillere yol veririm.

    YanıtlaSil
  2. lan o değil,
    8 yaşında çocuklarla merhaba-merhaba olabilen zihniyetin ben!
    yalnız sıtritfaytırda alırım paçanı aşşaa, hiç acımam.

    YanıtlaSil
  3. büyük konuşuyosun juninhoooo.eskilerdenim ben.show tv deki telefonla oynanan street fighter a katılp yüzyılın dayağını babamdan yemişliğim var...

    YanıtlaSil
  4. oğlum devir aynı lan.şu vakit desen bana, topum var diye hemen yavşarım sana.dışarı çıkarsana oynayalım derim.yaş oldu 24 ama kafa hala aynı.topun varsa en kral arkadaşımsın.

    YanıtlaSil
  5. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  6. "topunuzu keserim ha!" bundan psikopat cümle duymadım ben ömr-ü hayatımda.

    YanıtlaSil

söyle güzelim dinliyorum?