PART IV
İnsan öyle ha deyince aşka yelken açamıyor.Ben de açamadım haliyle.Altyapı hazırlama maksatlı vakit geçirmeden arka takım üyelerini bir araya getirdim.Sokaklarda yürüyüp göt meme baktık biraz.Yorumlarda bulunduk.Kah beğendik,kah burun kıvırdık.Barların yahut cafelerin önlerinde geçerken sektirmeksizin topluca kafalarımızı mekanların içine döndürüyor,öpüşen çift arıyorduk.Şahin bakışlarımızla -buna Elf gözlerimizle de diyebiliriz- pantolon üzerinden iç çamaşırı tespiti yapmaya uğraşıyor,tanga giyenleri alkışa boğuyorduk.Evet az önce de söylediğim gibi bunların tamamı yeni bir aşk için atılan temellerdi.
Grup üyelerinin tamamı acıktığı zaman bir restorana girdik.Yemek yerken,başımdan geçenleri anlattım bir bir.Sağ olsun arkadaşlarım çabucak anladılar beni.Porno cd vermeyi teklif eden bile oldu.Ağzımı yarım açarak “Ssssh” diye alaysalca güldüm.Bin beş yüz kişilik okulun porno ihtiyacını karşılayan bir tüccar için oldukça gülünç bir öneriydi bu.Bana vermeyi önerdiği film de benden alınmaydı,başka bir ihtimal mümkün değil.Uzun lafın kısası önerilen film kesin kalite kontrolümden geçmiştir.Teklifi reddedip gözlerimi kısarak bir sigara yaktım.Asıl ihtiyacımın üç boyutlu kanlı canlı bir hatun olduğunu dile getirdim.Emin klasik gay esprimizi yaptı.Kendisinin bana yetmediği için duyduğu üzüntüyü dile getirdi.Şiddetli bir şekilde uyardım Emin’i.Sakalı bıyığı henüz çıkmamış yumurta gibi iki genç arasında geçen böylesine bir diyalogun yarın bir gün apartmanda kıstırılmayla sonuçlanabileceğini anlattım.Korkuyorum dedim.Konu kapandı.
Her zamanki gibi,konu aşk olunca her boka aklı basan arka takımdan müspet bir öneri çıkmamış,çıkamamıştı.Alt dudağım büzülmüş,ufak ufak da titremeye başlamıştı.Artık eve gidip acımla bir başıma yoğrulmam gerektiğine kanaat getirdim.Tek tek arkadaşlarımla öpüşüp semt otobüsüme binmek üzere yola çıktım.Yol boyu çiftleri gördükçe alt dudağım büyüyor,kontrolümden çıkıyordu.Eğdim kafamı,köze basmış çingene gibi yampiri yumpiri duraklara doğru koşmaya başladım.
Nihayet varmıştım durağıma.Evime,annem-babam hariç hiçbir çiftin yaşamadığı yuvama ulaşmama sadece yirmi dakikam kalmıştı.Cüzdanımı açtım,otobüs biletimin kalmadığını fark ettim.Hızlıca bilet gişesinde kuyruğa girdim,paramı hazırlamaya başladım.Bilet yedi yüz elli bin lira olmasına karşın cebimden ancak bu ücretin üçte birini çıkarabildim.Kimseden para da isteyemedim.Çaresiz çıktım kuyruktan.Geri arkadaşlarımın oturmakta olduğu restorana çevirdim rotamı.
Restorana girdiğimde hepsini birden bıraktığım halde buldum.Gözleri fıldır fıldır kızlara bakmaya devam ediyorlar,ara vermeden konuşuyorlardı. “Ehehe” diye çekingen ve aynı zamanda kaypak bir gülüşle yanlarına yanaştım.Durumumdan kısaca bahsedip borç para istedim.Lakin her biri ayrı ayrı “Ya valla…”,“Ma valla…”diye paralarının olmadığını bildirdi.Titremesi kesilen alt dudağım yeniden hareketlenmeye başlamıştı.
-Jenna Jameson’un altı tane onar dakikalık filmini içeren vcd’m var,yok mu alan arkadaşlar?Hemen verebilirim,yanımda üç tane mevcut.Kapanın elinde kalıyor bunlar.Gel gel gel gel !
…biçiminde adeta bir pazarcı gibi teklifimi sundum.Tanesini altı milyondan sattım kerizullahlara.
Sonuçta bir paket sigara,bir onluk öğrenci kartı ve üç milon küsur parayla mesut bir halde evime,yuvama döndüm.