18.11.2010

İnan İnanmadım


Leprekonlara bu kadar hayranlık,alaka duyup da bir ayakkabı yüzünden birine aşık olmak...Boşuna sevmiyormuşum leprekonları.Yeşiller içinde.

Burada her kafadan bir ses çıkıyor.Benim kafamdan bunca ses çıkarken bu durumu garip karşılayamam.Gürültüden ölecek gibi hissedip kaçıyorum en sessize.Bir bakıyorum ki o sessizlik en gürültülü yermiş.Kaçıp kurtulamıyorum,o zaman her iki rahatsız anda da savaşmayı bilmek lazım.Hep kafamdaki adamlar savaşırdı benim savaşmaktan çekindiğim şeylerle.Bu sefer onlara savaşacak daha basit şeyler verdim,galip de çıktılar hemencecik zaten.En zor mission objective'i kendime aldım,başladım bölüme.Seviyeyi beginner da yapmadım hem,god mode' da savaşmayı seçtim,başarıyorum.

Nesilden nesile geçen bir şey varmış,bir arkadaşımdan en yakın arkadaşına geçmiş.Olmaz,hassiktir lan diye tepkiler vermiş aslında ilk duyduğunda ama gün gelmiş aynı şey o arkadaşa da olmuş.Ben bilmiyordum hikayenin tamamını.Başıma geldi,döktüm arkadaşımın önüne.yarıda kesti sözümü,ya bu ya bu hele hele bu oldu mu? diye sordu.Olmuştu.Hepsi...Lanetin 3.kuşağı bendim ve ben bu laneti bir başkasına devretmek istemiyorum,zira beter birşey.Anlatılanlar kadarıyla ileride ne olacağını da biliyorum artık.Alın yazısını okuyabilen bir adam hayattan ne kadar sürpriz bulabilirse o kadar sürpriz var artık bana.Çokça can sıkıcı.


Psikoloji bölümündeki bir arkadaşımla konuşmuştum.Bir hocası yakınını kaybediyor ve aksilik bu ya cenazesine,defnine gidemiyor yurtdışında olduğundan dolayı.Hala öldüğüne inanamamış o yakınının.Yaşamadığını bile bile yaşadığına inanmış bir kere,sırf o defin işlemini görmediği için.Benim hissiyatım da bunla paralel.Bırak defni,öldüğünü görmedim göremedim ben ki.Ama gezip dolaşırken bakıyorsun ki banka hesapları kapanmış,kapı zilinden adı çıkarılmış,cep telefonu artık yok.İşte bu yüzdendi kızgınlık,kırgınlık her neyse adı.İnsan bi hastayım der,bi ölüyorum der.Sapasağlam bıraktım çıktım kapsama alanından,döndüm-girdim kapsama alanına aradım hemen ama telefondaki kadın -her kimse bilmiyorum-  "öldü o" diyor.O telefondaki sesten nasıl tiksindim nasıl iğrendim bilemezsiniz.Hep o iğrenç kadın çıktı karşıma ondan iz aradıkça,itin götüne soktu durdu beni.Doktora gittim,neden öldü diye sormaya yine o kadın orada.Mezarına gittim ağlamaya,çiçekleriyle konuşmaya,onlara sormaya.O kadın yine orada,yine kovaladı beni.Nasıl da benziyor oysa dışı rahmetliye.Ama kinimden öldürebilirim o kadını.Çıkmasın karşıma diye dualar ediyorum o yüzden.Son bi kez olsun göreyim o arkadaşımı diye,ne olur ölmemiş olsun diye dualar ettiğim gibi.Aynı inançla.


Bugün bayram ve bayramın arkadaşım için neler ifade ettiğini biliyorum.Yıllarca bayramını bayram kılmaya çalıştım didindim ve şimdi nasıl bir bayram geçiriyor gittiği yerde diye merak ediyorum öldükten sonra her nereye gidiliyorsa.Sormaya,araştırmaya kalktığımda yine o nalet kadın gelecek dikilecek karşıma biliyorum,o kadın bilmiyorsa kimse bilmiyordur arkadaşımın bayramı kutlayıp kutlamadığını.En olmadı ben kutlayayım bayramını istiyorum ama o kadın,o gestapo kılıklı kadın...Daha tonla da sözüm vardı arkadaşıma,tutası olmadan gitti.Hiç olmadı ölümü ardından bir Tac Mahal de ben dikerdim,dikmek isterdim.Ama o nalet kadın işte...


edit:psikoloji her yerde aynı

http://yeditemmuz.blogspot.com/2010/07/ardndan.html

3 yorum:

  1. psikoloji heryerde aynıymış1 Aralık 2010 00:16

    ölen yakınıymış o hocanın yakınıyla yaşadıkları değil, yıllar sonra alıp eline kazmayı küreği yakınını defnetmeye çalışmış yeniden; yaşadıkları anı olmuş umut değil. Böyle bişeymiş heralde...

    YanıtlaSil
  2. ben yakınımla yaşadıklarım öldü dedim mi?götünüzden element uydurmayın

    YanıtlaSil
  3. ya da acaba?hocam saygılar nasılsınız? nerdeydiniz yurtdışı derken hangi yurtdışındaydınız?hoca benle iletişime geçti,blog umu okuyormuş oğlum

    YanıtlaSil

söyle güzelim dinliyorum?