'Ne bu telaşın? Neden çağırdın sabahın köründe?' diyem sitemselce sordu. 'Ne bu üstündekiler, nereden buldun bunları?' diye de eklemselce ekledi. Kafamda güneşliğe benzer bir başlık vardı. Gözümde kalın çerçeveli büyük bir gözlük, üzerimdeyse beyaz bir gömlek vardı. Bu beyaz gömleğin iki kolunun manşetlerinden dirseğe kadar da koruyucu silah bileklikler vardı.
( Temsili olarak bu fotoğrafı koydum. Evet o gün minik tapirimi aynen böyle bir üstbaşla bekliyordum )
'Sabahladım. Hep senin keyfin olsun, iki gram daha sevgi sevgi sözcüğü, güzelliğini anlatma maksatlı kurulmuş cümle duy da yatağa mutlu git diye webcam açık, senin için-sen zıbarana dek sabahlıyordum. Kamera açıkken sayfa değiştirdiğimi, suratıma vuran ışık değişmesinden anlıyorsun, kızıyorsun diye aylardır porno izleyemedim lan ben. Ama dün değişti herşey. Dün ilk defa kendi menfaatime sabahladım. Sen gelmeden bir temiz pornomu da izledim, keyfime diyecek yok anlayacağın' diye durumumu özetledim.
O gece sabaha dek adeta bir muhasebeci gibi (üzerimdeki kıyafetleri açıklıyor bu) ilişki boyuncaki ekonomi değişikliklerimi hesaplamıştım. Sineması, yemeği, hediyesi, lattesi derken ben baya baya bi içe girmişim meğer. Bilgisayarın yaktığı elektrik, eve bırakırken harcadığım mazot, sırf onun için arabaya koyduğum lüks kokular,sakızlar (Falım neyine yetmiyordu lan!!!) Listenin tamamını sıralasam kalın bir balya niteliğindeki herhangi bir romanla eşdeğer birşey çıkar ortaya. Manen içe girmeleri hiç hesaplamadım madden çok içe girdiğimi görünce. Moralim daha da bozulsun istemedim.
Bir sigara yaktım, camın önüne geçtim. Dışarıya bakıp dumanlar saçarak yukarıdaki paragrafta yazmış olduğum şeyleri anlattım sakin bir ses tonuyla. Sonra ona döndüm ve işaret parmağımı iman tahtasına vura vura 'Ben tüm bunların karşılığında ne aldım peki?' dedim ses tonumu yükselterek. 'Saçmalıyorsun...' diye cümleye girer gibi oldu ama işaret parmağımı iman tahtasından dudaklarına götürdüm, susturdum onu. 'Bunun karşılığında seni elledim, öptüm ve seks yaptık. Bak şu kağıda! En altına bak en altına!!! -Yekün- diyor bak! Oku o Yekün'ün yanındaki kabarık meblağı.' dedim ve işaret parmağımı lipstickli dudaklarından çekip okumasına imkan verdim. '1247 lira 98 kuruş' dedi. 'Sadece 6 ayda sen benim ocağımı sikmişsin afedersin. Şehrazat mısın lan sen binbir gece? Bu parayla 15 tane MTV'den fırlamış gibi kızlarla günü birlik takılınır. Ben hep seni, sadece seni öpüyorum. İkide bi uçuk çıkarıyorsun bazen o zevkimden, hakkımdan bile mahrum kalıyorum lan. Düşündüm,çok düşündüm. Deyim içinde kullanayım düşünmeyi: Düşündüm taşındım. Bu ilişkiye ya Alman usülü gelsin ya da sana son kıyağım olan, antredeki ayakkabılığa bıraktığım 20 lira taksi paranı al ve git. Yeküne yazmadım onu merak etme, bendensin kıp kıp kıp' dedim.
Beni cimrilikle, ayılıkla, yer yer orospu çocukluğuyla suçlayan şeyler söylemeye başladı. Bendeki sakinlik yoktu onda. Çingen gibi bağırıp çağırıyordu. Bense o bağırırken gayet sakin elimde hesap yapmış olduğum kağıdın yekün yazan kısmını gözüne yakınlaştırıp uzaklaştırarak sinirini sabrını zorluyordum. Her kız gibi haklılık sağlayan gözyaşları döktü sonunda. Acımadım, boşa gitti o gözyaşları.
HİTLER HAKLI BEYLER! DAĞILIN!!!
Sakinleşir gibi olduğunu görünce 'Alman usülü kabul mü?' diye bir kez daha üsteledim. 'Allah belanı versin' vs vs bişeyler bağırıp çıktı odadan. 'Evin uğurunu kaçıracaksın lan sus! Beddua okuma!' diye bağırıyordum ama kapının sertçe kapanma sesini duydum. Sigarayı camdan aşağı atıp telaşla ayakkabılığa koştum. 20 lira kuzu gibi yatıyordu, almamıştı. 6 aylık ilişki boyunca kar ettiğim tek gün o ayrıldığımız gün olmuştu böylece. Üzülmedim ayrılığa. Gözden çıkarmış olduğum 20 lirayı sanki yolda yürürken bulmuşçasına, sanki biri 'Al genç adamsın, cebinde bulunsun kıp kıp kıp' diyerek vermişçesine, sanki o 20 lira daha önce cebime hiç girmemişçesine sevindim.
Almanlara ve Alman usülüne duyduğum aşırı sevgiden bir iki damla gözyaşı döktüm, o kadar.
(Edit: 3000. profil görüntülememi yapan şahıs beni bulsun lan. Ona bişey verebilirimbelki hediye mediye, olur mu olur...)
(tam yazıyı defterden buraya geçirme işlemim biterken rihanna'dan s&m çalıyordu. nereden nereye... nerede grunger demirbey nerede david guetta vs kovalayan demirbey. ama bu s&m i seviş nedenim farklı, şu daha önce de yazdığım joy the great'in sahaya çıktığı an salonda bu şarkının nakaratı çalınıyor)
ihbin ihbin ihbin:D süper olmuş hacım.
YanıtlaSilşaşırtmaç değil di mi bu söylediklerin :) çok teşekkür ederim hacıt
YanıtlaSilyok hacım=) ziyadesiyle gülerek okudum. berimlemeler de süper, tip canlandı gözümün önünde =)
YanıtlaSil