1.04.2014

KAFA ATMAK

Emin- Bırakın lan aramayı. Yine ticari zekama muhtaç kaldınız ibneler! Koşun gelin. Yenimahalle'deyim ben.
Çakıl- Ne demek lan koşun gelin? Buldun mu halı?
E.- Buldum tabi. Sen mi bulacaktın? Ben 3 tane abi evlendirdim. Ne nerede en ucuz bulunur bilirim.
Ç.- Homo! Kayserilisin sen kokusunu aldın kesin.
E.- Tiriviriyi boşver de bir araba maraba bir şey alıp gelin. Benim araba almaz bu kadar malı.
Ç.- Tamam ayarlayıp geliyorum Demirbey'le.

İnsanlık Halı
--------------------------------------------------------------------

1 saat önce
-------------
Can sıkıntısı fena fillah hastalık. Yolumuz düşmedi bu hastalığa beraber olduğumuz zamanlar. İlla gülüp eğlenecek, 'Vakit de nasıl geçti be!' dedirtecek bir şeylerimiz oldu. O gün de olmuştu.

Çakıl'ın evinde buluşulacaktı. Buluşmaya her zaman olduğu gibi Demirbey en erken gelen isimdi. Babasının memur olmasından ötürü gram riske girmeyen, dakik, bir iş en düzgün en hızlı şekilde yapılsın isteyen kişilikte bir adamdı. Buluşmalara, karar verilen saatten sonra geldiği görülmemişti. İçeri girer girmez 'Sıcak beynimi akıttı lan!' diyerek hemen giriş kapısının sağında bulunan mutfağa girdi. Buzdolabını açıp soran gözlerle içine doğru baktı. Hey Hat! Soğuk su yoktu. Çakıl ise bir nefes fazla yaşasa kar bilecek denli sağlığına düşkün, kürleri, iyileştirici suları, sağlığa dair püf noktaları bilen bir adamdı. Bu nedenle soğuk suyun neden olabileceği bir hastalıktan uzak durmak istiyor, dolabında soğuk su barındırmıyordu. Demirbey küfretti. Çakıl karşılık verdi. Demirbey telefona sarıldı. Çakıl, 'Adam mı çağırıyor lan beni dövmeye?' diye korkar gibi oldu. Demirbey'in telefondaki kişiye 'Canısı gelirken şişe şişe soğuk su al allasen' demesiyle rahatladı. Küfürleşmelere devam ederek salona geçtiler. Çok geçmeden sırasıyla Semih, Emin de geldi. Oktay'sa önce bir iki tur telefonuna cevap vermeyip, akabinde bir yarım saat kadar gecikmeli de olsa sonunda eve geldi.

Kağıt?
Oynama konusunda oy birliği sağlanamadı.
Play Station?
Semih duyunca sinirlendi. Gitmekle tehdit etti.
Chat Roulette?
Kimse cinsel organını açmaya gönüllü olmadı.
Alkol?
Eve giren herkes iki dakika dinlendikten sonra biraya hücum etmişti bile zaten.
PS: Emin hariç

Kadınlar?
Konuşulur tabi. İlginçtir daha önce burada da bahsetmiş olduğum muhabbetin dışında bir muhabbet gelişti o gün. "Cansever mi yoksa Elvan Abeylegesse mi?" demedi bal dudaklar, "Dünya güzeli ama belden aşağısı olmayan bir kadın mı yoksa Bülent Ersoy mu? Seçim yap!" demedi dudu diller. Oturuldu. Ciddi ciddi aşk konuştu o adamlar o gün.
İçildi.
Konuşuldu.
İçildi.
İçildi.
Konuşuldu.
Çok içilince normalde konuşulmayacak şeyler bile konuşuldu. Normalde alınmayacak kararlar alındı. O kararların en ciddisi, en sonuncusunun ardından Oktay-Semih, Demirbey-Çakıl ve Emin şeklinde bölünmeye karar verildi. Dışarı çıkıldı ve kararı uygulamaya geçirecek adımlar atılmaya başlandı.


Devamı Cuma..

Edit: Soundtrack John Reyiz'den. Albüm de taze gelmişken hem..


4 yorum:

  1. hem bu kadar ara ver hem de devamını Cuma'ya sakla.

    oldu mu Demirbey?

    ama soundtrack güzel bak ;)

    YanıtlaSil
  2. İnan bana güzel bir şey geliyor. Yorgunlukla birlikte yalan yanlış bir şeyler yazmak istemedim.
    Soundtrack güzel. Söyleyeni ayrı güzel (:

    YanıtlaSil
  3. Deniz değil ırmak istiyom,
    Kafamı gözümü kırmak istiyom!

    * Şu robot olmadığımı kanıtladığım her saniye sana sövüyorum biliyorsun değil mi güzel kardeşim?
    ** Mcx, yerim o bıyığını.

    YanıtlaSil
  4. Senin tezgah gibi baklava içinde değil bu yazılar ama ağzın dadlanıyorsa ne mutlu canparem.

    YanıtlaSil

söyle güzelim dinliyorum?