18.10.2007

İki

PART II

Şatafatlı cümlelerin bir dayak önleyici vazifesi görmediğini anladığım gündü o gün.Az ama öz konuşmanın da dayak önleyemediğini;ek olarak boş boş konuşmanın da dayak önleyemeyeceğini anladım tabi ki.Yani en azından karşınızda Nedim Namdar isimli bir biçerdöver mevcut ise isterseniz oturun piyes sahneleyerek meramınızı anlatın,bu dayak makinesi tarafından dinlenmeyeceksiniz.Tokat atmak için yaratılmış ellerin önüne hangi güç geçebilir?Hey Hat!

Sadece ordövr dayağıyla bile “Bu yetti bize!” dercesine al al olan yanaklarımıza rağmen Nedim kişisi antrenman tadında en ufak şekilde terlemeden tabiri caizse sikip attı suratlarımızı.Ne kadar mantıksız bir şey bu halbüse.Sanki biz o dayaktan sonra sigarayla olan tüm ilişiğimizi kesip,msn listemizden ve telefon rehberimizden silip bir daha görüşmemecesine terk edeceğiz sigaramızı.Ben o paket üzerindeki ‘öldürür!’ yazılarına bile karşı gelebildiysem fırıncı küreği eller vız gelir tırıs gider.

Tahta önü dayağından sonra sıralarımıza doğru seyirtmemizi emretti sayın müdür yardımcımız.Kapı tarafındaki duvar dibinde, en arkanın bir önündeki sırama oturdum.Yediğim sopanın ciddiyetini kavrayamamış olan can dostum güzel insanlar,hocaların ‘Arka takım’ diye adlandırdığı takımın elemanları eblekçe,gözlerinden yaşlar gele gele ,elleriyle ağızlarını kapaya kapaya “Pohhoho” sesleri çıkartıyorlardı.Oturmadan önce sıramı kontrol ettim.Tam tahmin ettiğim gibi oturağıma yine dik konumda bir silgi koymuşlardı.Her zaman “Ulan siz yok musunuz siz?Hınzır şeyler” surat ifadesiyle aldığım silgiyi bu sefer sinirli bir surat ve “mınırzınıtünübaşınıskiym” mırıltısıyla aldım.Biraz utanma arlanma olur insanda.Ama yokmuş bu takımda,yokmuş.Oturup Nedim’in siktirip gitmesini beklerken arkamda oturan Berk’in “Siki tutun daaaa,rokete takağiyrum!” demesiyle götüme pandik atması bir oldu.Pohhoho lar yerini kfısıhhıhısııkkk lara bıraktı,gözlerdeki yaşlar sel oldu.“Ne geniş adammışsın,dönüp çak ağzına!” şeklinde gaza getirmeler de vuku buldu ama Nedim sınıftan çıkmadan bir parlama yaparsam Nedim’in beni yüzlerce kez yere sereceğini,ben baygın biçimde ayakta durmaya çalışırken yüzlerce kez “Finish him!!!” seslerini duyacağımı biliyordum.Bu yüzden hiçbir şartla edebimi bozmadım.

Çok şükür ki bunun üzerine beş dakikayı geçmeyen bir kalay ve nasihat konuşması yaptı ve terkeyledi sınıfımızı.Rabbimin beni tabi tuttuğu sabır imtihanını başarıyla vermiştim en sonunda.Çok şükür.

Tenefüste bizim tayfa hemen basketbol oynamak için koşturarak dışarı çıktı.Hedefleri on dakikalık sürede terleyip,pis kokup gelmekti.Moral bozukluğundan kelli ben oturduğum yerden kalkmadım.Gömleğimi kirletmek,terlemek istemiyordu canım.Çok geçmeden yanıma İrem geldi.İrem o güne kadar ‘Merhaba-Merhaba’ derecesinde arkadaşlık sahibi olduğum biriydi.Kendisi Fanatik,Fotomaç en olmadı Milliyet,Posta,Akşam gibi bol resimli ve bol ekli gazeteler yerine renksiz,ince,sıkıcı,spor sayfasının yeri alışılagelmişin dışında orta sayfalarda bulunan Radikal okuyan bir şahıstı.Başta saydığım cazip gazetelerin iki yüz elli bin lira olduğu yerde,İrem’in altı yüz bin lira verip bu insanın içini boğan gazeteyi okumasına anlam veremezdim.Bu nedenle içten içe kendisinin gerizekalı olduğunu düşünürdüm.İrem hakkındaki yegane düşüncem de buydu zaten.

İrem yanıma gelir gelmez kulağımdaki i-pod’da çalan Türkçe fantezi müzik eserini bir heavy metal eseriyle değiştirdim.Yanıma oturdu,omzuma dokundu.Hemen kulaklığı çıkardım ve kendisinin yüzüne bakarken bir yandan da verdim sesi verdim sesi,kulaklıkları da avucumun içine koyarak sesin duyulabiliritesini arttırdım.İrem bana iyi olup olmadığımı sordu.“Bi git başımda allasen İrem,dertliyim zaten.” diye tersledim bunu. “Ya Emre’cim ben sana yardımcı olmaya çalışıyorum,sen beni tersliyorsun aaa!Hadi konuşalım biraz.”diye serzenişte bulundu.“Ölmek istiyorum,kimse beni anlamıyor,istemiyorum hiç kimseyi yanımda,bi siktirip gitsene lan!” diye haddimi aşa aşa çemkirdim.“Aman ne halin varsa …” dedikten sonra tepkisini belli etme maksatlı önümdeki sıraya kız tekmesi atıp uzaklaştı yanımdan.

İrem'in yanımdan ayrılmasıyla birlikte playlistimi rahmetli Mc Hammer'ın güzide eseri "Can't Touch This" e çevirip,kafamdan sıktığım şarkı sözlerini mırıldandım biraz.Yirmi dakikaya yakın bir süre sonrasında sınıfa gelmeyen arkadaşlarımı merak ettim.Normal adı Veyis olan,lakin 'Seyis' kod adıyla çağırdığımız Alman görünümlü arkadaşımı 'Ara beni hemen!' manasında çaldırıp kapattım.On bilemedin on beş saniye sonra o da bana cevapsız çağrı attı.Kontörüm olmasına rağmen cimri kişiliğim sonucu yine bir cevapsız çağrı attım.Bu şekilde yaklaşık yirmi defa karşılıklı olarak cevapsız çağrılaştık.En sonunda lanet edip aradım Seyis'i,nerede olduklarını sordum.Seyis evde olduğunu belirtti."Vay it!Nasıl kaçtın ,on dakikalık arada,ne esti kafana da kaçtın?" dediğimde okulun bittiğini,kendisinin de normal olarak eve döndüğünü söyledi.Vay anasını nidası eşliğinde telefonu kapattım.Boş sınıfta 'ııınınını ını nın ken taç diz' sesleri yankılanmaktaydı."Aslında yankılanan benim yalnızlığımın,suskunluğumun dayanılmaz gürültüsü." şeklinde duygusal bir laf ettim kendi kendime,hemen toparlanıp yarın bir gün uluorta böyle konuştuğum takdirde adımın ibneye çıkacağına kanaat getirip tırıs tırıs otobüs duraklarının yolunu tuttum.Sınıfta yankılananın da Mc Hammer olduğunu kendime kabul ettirdim.

4 yorum:

  1. "Bu nedenle içten içe kendisinin gerizekalı olduğunu düşünürdüm.İrem hakkındaki yegane düşüncem de buydu zaten."
    hımmm ne koment yazsam ciddi mi sadece post mu bilemedim:S
    (okuyucular için not evet o irem benim:)

    YanıtlaSil
  2. İnsanların normalde sahip olduklarından bambaşka kimliklere büründükleri(bruneiii) gezegenimdeki İrem bu:)
    yoksa Emre de götlere baka baka "breh"liycek bi insan değil.
    yine de umarım kırılmamışsındır...

    YanıtlaSil
  3. Evet farkettim yazılarında çok tanıdık bir şeyler var ama bu tanıdıklıktan kastım bir yazar falan değil hayattan tanıdık şeyler var,şimdi okuyorum aklıma lise sıralarım geliyor tamam o karakter değildim fakat vardı öyle bir karakter,vardı öyle dayakçı psikopat hoca,vardı öyle ciddi olmasının imkansız olduğu sınıf arkadaşları,vardı o hocadan tırsma..Beğendim bu yazınıda hatta bunu daha da bir beğendim çünkü şu betimleme denen şeyi iyi beceriyorsun :)fakat çok uçta karakterleri barındıran bir yazı yazsan nasıl olurdu merak etmekteyim.

    Norma..

    YanıtlaSil
  4. "Sınıfta yankılananın da Mc Hammer olduğunu kendime kabul ettirdim."

    öykü bu. :)

    YanıtlaSil

söyle güzelim dinliyorum?