6.11.2011

117

Çok yakında sigarayı bırakacağım. O sabah sırf içeceğim sigaraya altlık olsun diye pastaneye gidip 2 kaşarlı simidi paket yaptırdım. Yalnızlığımı kırsın diye de adetim olmasa da pazar ekli bi gazete aldım. Maksadım içinde olduğum yalnızlığın etrafa yaydığı kokuyu biraz olsun dağıtmaktı, pazar eki bir cam açma etkisi yaratır bünyemde diye düşünmüştüm. Allah için ergenlere yönelik şapşahane fotoğraflar koyuyorlarmış o pazar eklerine. Biz gözlerimizi sıkı sıkıya yumup çalışırdık zamanında. Gerçi şimdiki ergen de proksiydi, de-ne-se'ydi takılıyor, mecmuaya eke mi kaldı orası ayrı. Ama imkanı olmayan ergenler için güzel bir ekmiş pazar eki.

Neyse efendim, ben o pazar ekinde, zerre sikimde olmayan ünlü hayatlarını sırf ekle aram bozulmasın, ihtiyacım olduğunda bir daha alabileyim diye hmm hmmm diye biyografi okuyormuşçasına okudum. Yolda görsem düz adam, düz kadın diyeceğim ama pazar ekinde "cemiyetten isimler" sıfatıyla kendilerine yer bulmuş godamanlara göz gezdirdim. En arka sayfaya geldiğimde ise overdose yakışıklıya maruz kaldım. Kurduğum son cümle yüzünden cinsel tercihimin sorgulanmasını istemem (homofobik olduğum da düşünülmesin, Kallavi sokağa girip çıkmış adamım ben, ama heteroseksüelim). Overdose yakışıklıya maruz kaldım dememin sebebi; o son, o sınırlı, o zaten yarısı reklam olan sayfada Kenan İmirzalıoğlu, Mehmet Günsur, ve Kıvanç Tatlıtuğ gibi Türk kızları nazarında ultra mega beğenilen üç adamın birden fotoğraflarının bulunmasıydı. Bilen bilir, sesimim güzelliğiyle (Şarkı söylerken değil, ama konuşurken adeta bir Müşfik Kenter'im), entellektüel birikimimle övünürüm sadece ama tipimle değil. Zaten tipimi sevsem gram sevmediğim İlyas Salman'ın yeniden moda olmasını, Mavi Jeans reklamlarında Kıvanç yerine boy göstermesini gönülden ister miydim?

Bir Kıvanç'ı süzdüm, bir Günsur'u, bir Deli Yürek'i. "Alayınıza kezzap ulan" diye içten bi beddua salladım.


Tipimle de fazla derdim yok aslında. İlerde nefes alamayıp öleceğim nasılsa ve gömecekler falan. O sarı lepiska saçlar da gömülecek, benim 312 numara kestane saçlar da. Benim derdim ilk intiba. Sorsan çoğu kişi ben eline ben götüne ben gözüne diye sallıyor ilk baktığı yerleri. Aslında komple adama bakıyorlar işte. İş elle olsa Solo reklamında 'Hem yumuşak hem hesaplı' diye ellerini kıpırdatan adam tüm kıtayı sekse boğardı. Ayrıca dünyanın en güzel eli 22 Haziran 1986'da kullanıldı ve rafa kaldırıldı o tamamen ayrı konu. Her neyse, yukarıda saydığım ülkenin 3 önde gelen yakışıklısından daha dolu adamım büyük ihtimalle ama o 3 adamla aynı masaya otursam, masaya gelen ilk kız bana sipariş verir; beni hakir görür. Ben de kızın bu ukala tavrına sinirlenip patlarım üçlüye: 'Ortalama güzellikte kızlar gibi, daha güzel gözükebilme maksatlı çirkin arkadaş diye mi gezdiriyorsunuz beni yanınızda lan! Mitolojiden fırlamış gibi kas yığınısınız, rabbim boş zamanında yaratmış her birinizi, neyimden korktunuz da böyle kullanıyorsunuz beni. Çirkin arkadaşsız da gayet göze yakışıklı geliyorsunuz lan.' derim ve eklerim 'Kıvanç şu kardeşin var ya hani sen kuzeysen o güney, sen güneysen o kuzey. Hah o işte senden yakışıklı oğlum. Günsur! Senin de filmlerin sikimsonik kusura kalma ajan! Kenan! Senin de Ömer halin Ezel halini sikip atar.'
İşte böyle über üçlü arasında istediğiniz kadar Mecnun olun Leyla'nız kaçıyor. Hepimiz kaçırmışızdır. Halbuki belki de o kızı en çok ben sevdim ve gelecek zamanda da en çok ben sevebileceğim, o sevme, mutlu etme işini en layıkıyla en had safhasında ben gerçekleştireceğim.Olamaz mı? Olur!

Belki o kız da en çok benimle mutlu olacak. Olamaz mı, olur! İşte bir tek kaşım gözüm ağzım burnum yüzünden kaçırmayayım neşe trenimi. İsyanım buna.

Kız üçünden birini seçtiğinde Lüffücüğüm gibi 'Yalnız Daver Bey! Bu Tosun Paşa biraz çapkındır. Bu Tosun Paşa'nın içkisi vardır, kumar da oynar' şeklinde nifak da sokmam, çekilirim köşeme pansumanımı yaptırırım. Zaten ben o filmde Daver Bey'in kızı Leyla ne Seferoğlu Suphi'ye ne hakiki Tosun Paşa'ya verilsin istemedim. Ben Şaban'ı destekledim. Kaçıncı izleyişim, sonunu bildiğim kesin, fakat hala ilk defa izliyormuşçasına üzülürüm Leyla ile Hakiki Tosun Paşa'nın öpüşme sahnesinde. Eminim Şaban'dı Leyla için iç açıları toplamı 181 derece olan üçgenleri çizebilecek olan.


Edit: Sakin'den İlk Yara'dır ilham kaynağım iki gecedir.

1 yorum:

söyle güzelim dinliyorum?