Apartmandan çıkar çıkmaz fırsst fırrst sesleri çalındı kulağıma. Henüz gün doğmamıştı ve Erkin Koray'ın ana bacı girmeye yeltenip, henüz çok geniş bir toplum olmadığımızı düşünerek 'kör olası' şeklinde içinden geçenleri sansürleyerek sıfatlandırdığı çöpçü amaçsızca kaldırımın tozunu alıyordu. Her sabah olduğu gibi...
Tıknazın binişinden 1-2 dakika sonra da benim servisim geldi. Önce şöföre, ardından benden önce servise binen tek kişi olan bi kadına günaydın dedim. Günaymamıştı oysa ama dedim. Her sabah olduğu gibi...
Yediğim poğaça, içtiğim çay-sigara sayısı, saatleri herşey asker disiplininde vakit şaşmadan yaşanıyordu.
Bilen bilir Almanlar disiplinli sayılınca disiplinli sayılanlardan olamadım. Hep 'Olur yeaa, yapılır' cı, son dakikacı adam oldum. Bu; kahramanın tanıtıldığı giriş bölümüne, kahramanın başına olayların geldiği, kahramanın zor duruma düştüğü gelişme bölümüne ve kahramanın bu zor durumdan türlü şekillerde düzlüğe çıktığı ve hikayeyi mutlu sona bağlayan final bölümüne sahip olan klasik sinema türüne başkaldırmak isteyip de hal mecal bulamamak... Hey Hat!
Neyse ki altı yaşında çocuğun kafasında canlanan henüz yedi günlük,hilali biraz geçkin, yarım aya henüz ulaşmamış, kafasında ucu ponponlu uyku şapkası olan, eblek gülüşlü ay dede tasvirinin bir benzeri de benim kafamda var. Bembeyaz tenli, burnunun üzeri çilli, kızıl- perfume (the story of a murderer) filminden fırlamışçasına güzel saçlı kadın da benim güzel kadın tasvirim. O kadın sağolsun bu ara her sabah böceğe dönüşüyorum, gün içinde insana evriyorum, insanca yatıyorum ve yeniden böcek olarak kalkıyorum.
Ve İstanbul'da bu tasvir sayesinde moraller gayet iyi. Eööö ga gayet iyi.
Hepinizi baya baya özledim, baya baya da öpüyorum.
(Edit: Yazsam roman olur tarzında, komikli şeyler gelip duruyor başıma, velhasıl mukadderat zaman yok kalem kağıda düşmeye. Elbet olacak... )
(Edit Piaff: Bir kaç yazıdır belirtmemişim "fonda arar" şeklinde yazı boyunca fonda bana eşlik eden şarkıyı . Bu yazıda bana hyperlinkimizdeki bu şarkı eşlik etti.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
söyle güzelim dinliyorum?