16.05.2012

Kalp Kırma Nehri Kıyılarında

Bir insanın mesela yan masadaki tuzdan bahsedelim. Bir insanın yan masadaki tuzu alması için başka bir insanı kullanması kadar mide bulandırıcı şey az bulunur. O yan masadaki tuzu almanız karşılığında size maaş verilse dahi...

Ama insanlar buna alışarak büyüyor. Bir amca, bir dayı tarafından sigara için bakkala yollanan çocuk. Anne-babası tarafından ekmeğe yollanan çocuk.. Sanki o anne-baba, sırf o ekmeğe gitmemek maksatlı üremiş gibi. Tabi çevredeki tüm ana-baba aynı fikriyatı savunur olunca, bir ebeveyn tutup da çocuğunu göndermek yerine ekmeği almaya kendi çıksa çocuk 'Hayırsız' oluyor, 'İçip içip anasını babasını dövüyor' oluyor. Ebeveynin kendisi 'Çocuğuna terbiye verememiş.' oluyor. Varsa bir ihtiyacın, aklına da geldiyse siktir git al-gel. Yok. Çocuğun uyanmasını bekleyecek illa. Kendi zevkini, ihtiyacını ertelemeyi göze alıyor sırf sosyetesi sarsılmasın diye.

O çocuk ekmeği alıp gelende bir de aklına gazete ihtiyacı gelenleri var bunların. 'Aaa git gazete de al hadi bakayım.' diye sikiyor çocuğun bi sıkımlık canını. Ya da çocuk normal tava ekmeği alıp gelende 'Aaa susamlısından alsaydın. Hadi al-gel sana zahmet.' diyebiliyor (O 'Sana zahmet' diyen dilleri dil görmeyesice).

Ha bu çocuk da kendinden 1-2 yaş küçük kuzeni bilmemnesi geldiğinde o minik dimağı bir yerlere yolluyor, anasından babasından dayısından alamadığı hıncını o garipten alıyorsa onun da tıynetini sikeyim o ayrı. O çocuk sabah akşam ekmeğe gönderilsin. Fırıncının kızı olsun da filmleri çekilsin. Umut Sarıkaya'nın bir karikatüründe de geçen 'Fakat dar gelirlinin daha dar gelirliyi ezmesi..' şeklindeki tepkinin örneğidir o büyüklerinin getir götürünü yaparken kendinden bir yaş küçük çocuk eline geçer geçmez o zavallıyı işe güce koşturan çocuk.


Senin dayı kere fantazilerini, emirlerini..

Bak Getir Götür İsmail çıktı bir de. İsmail abi, Varsayalım İsmail, İsmail şarkısında bahsedilen İsmail, İsmail Özkısaoğlu gibi çok güzel İsmail'ler mevcutken yer kürede sen ne büyük orospu çocuğuymuşsunki filo kurucam hırsıyla aldığın bir emir ile arkadaşına terlikle dalabiliyorsun. Altında çalışacak çocuk işçiler alıp, minik minik bünyelerin iki günlük tatilini, iki gramlık tadını tuzunu, oyun oynayarak zekalarını geliştirme fırsatlarını ellerinden alan kapitalist orospu çocuğu!! Bir de o arkadaşlarına güvenmemesi yok mu; adeta Ermeni, Alevi, Kürt vatandaşların kapılarına işaret koyan faşist, ırkçı itler gibi arkadaşlarını balonla işaretleyip her işçisinin sürekli çalıştığından emin olmaya çalışması yok mu. Sen kimsin lan? Şimdi o çocuklar da tam oyun çağlarında İsmail tarafından kapitalizmin kölesi olarak kullanılmaya başlandıkları için oyun oynayamayınca zekaları da tam gelişememiş sanırım. Bir olup İsmail'e ağız burun girmeyi akıl edemiyorlar. Ya da belki 'Sonuçta ekmeğimizi veriyor lan' diyerek bir saygı duyup dövmüyorlar İsmail'i. Bu ikinci şık da olabilir nedeni. Bilmiyorum tam, ilgilenmiyorum da. Arkadaşlarıyla çalışmasın demiyorum, çalışsın yine. Ama arkadaşına güvenmiyor, balonla işaretliyorsa eğer o arkadaşını işçisi olarak görüyordur. Ayırt etmek önemli. Sonuçta at ile eşeği ayırt edemeyen anasıyla avradını da ayırt edemez demişler.

Efendim ben konudan saptım farkındaysanız. Ha farkında değilseniz de sizi buraya ne için toplamıştım şimdi kalkmış Getir Götür İsmail adlı bi sütü bozuğa sövmelerimi dinletiyorum diye uyarayım.Yazının ana fikri totalde ilk dört paragrafın tümü aslında. Köşeli cümlelerimi bağışlayın. Haziran'ı da bekleyin. Benim gibi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

söyle güzelim dinliyorum?